Değerli arkadaşlar,
öncelikle bugün hepinizi burda görmekten ve bizede konuşma hakı verildiği için mutluluğumuzu dile getirmek isteriz. Biz NSU Watch Hessen olarak bugün burdayız ve çalışmalarımızda NSU Hessen araştırma komisyon çalışmalarını Wiesbaden eyalet meclisinde bağımsız bir şekilde yürütüp, belgeliyoruz. Biz bağımsız ve gönüllü çalışıyoruz ve hiç bir parti veya organizasyondan bu çalışmaları yapmak için görevlendirilmedik. Biz bu çalışmaları antifaşist insanlar olarak önemli ve gerekli bulduğumuz için yapıyoruz. Her toplantı için ayrı rapor tutuyor ve bunları türkceyece çeviriyoruz. Internet sayfamızda bununla ilgili detaylı bilgiler bula bilirsiniz.
Biz bugün NSU araştırma komisyonu olarak yaptığımız çalışmalardan küçük bir değerlendirme ve bu çalışmalarda yaşadığımız problemlerden sizlere bahs etmek istiyoruz. Bu problemler daha ilk toplantılar yapılmadan önce başlamıştı. Bu komisyon parlamentodaki hükümet partileri CDU ve yeşillerin iradesi karşısında kuruldu. Komisyonun, çalışmalarının belirlendiği resmi başvurusunda ‚ırkçılık‘ kelimesi bir kere bile geçmiyor. Tam tersi yapılan başvuru komisyonu baştan beri partiler arası iktidar savaşı için bir araç yapmaya çalıştı. Çalışmaların 2014’den beri aldığı boyut, bize maalesef Halil Yozgatın cinayeti arkasında duran terör neonazi grupu yüzünden arka plana kaydığını gösteriyor. Komisyon çalışmaları saydamsız bir şekilde yürütülüyor ve bu nedenden dolayı aydınlatma çalışmaları engelleniyor. Örneğin, toplantılardan bir kaç gün önce kimin çağrılacağı açıklanıyor. Böylece tanıkların ifadeleri ve konuşulacak konuların içeriği zorluklar altında hazırlanıyor. Iki buçuk seneden sonra bile hala komisyona önceden sunulmayan, yeni dosyalar ortaya çıkıyor.
Buna rağmen CDU ve yeşiller baştan beri, ne polis soruşturmalarında, ne iç istihbaratta, nede Hessen bakanlığında herhangi bir hatanın yapılmadığını iddia ediyor. Gerekçeleri ise, dosyalarda bunlara dair herhangi birşeyin bulunmamasıymış. Hessen içişleri bakanlığı, Halil Yozgatın cinayetinden iki hafta sonra, yani Nisan 2006’da Andreas Temme’nin özel ve tesadüfen Halil Yozgatın internet cafesinde olduğunu biliyordu. Bunlara ve bir çok yeni bilgiye rağmen 10 seneden fazladır, bulundukları konumu koruyor ve hiç bir şekilde soruşturmuyorlar.
Bundan dolayıda ‚istihbarata‘, her hatadan hükümetin arkalarında olduklarını belirtiyorlar. Ve tam olarakta bu ‚iç istihbaratın‘ asıl görevlerinde, yani teröre karşı mücadelesinde başarısız olmaları hiç bir şekil bir sonuç getirmedi. Tam tersi, Hessen eyalet meclisi, iç istihbaratın geçen seneden itibaren daha çok personel ve para alma kararını verdi.
Son yıllarda iç istihbaratın ana problemlerinden bir tanesinide, göreve koydukları ‚güvenilir-adamlar‘ oldu. Bu sözde ‚V-adamlar‘ nazi grubları içerisinde, para karşılığı istihbarata bilgi veren nazilerdir. NSU davasıyla bağlantılı, bu V-adamlar NSU hakında bildiklerini hem gizli tuttular, hemde iç istihbarattan sakladılar. Bunun nedeni ise, nazi gurupları içerisindeki V-adamların ortaya çıka bilmesiydi ve bunu engellemeye çalışmalarıydı. Bu dedikleri V-adamlar-sistemi sayesinde NSU’nun önceden ortaya çıkarılması engellendi ve cinayet ve suikastlar için imkan sunuldu. Aynı zamanda, nazilerin istihbarattan aldığı para sayesinde nazi hareketi finanse edildi ve çalışmaları yürütüldü. Bu dedikleri V-adam-sistemi sayesinde iç istihbarat Almanyada nazi hareketinin en büyük destekçisi oldu. Ve buna rağmen, Hessen eyalet meclisindeki vekillerin çoğu bile bu sistemle alakalı bir şüphede bulunmadı. Bir istihbarat çalışanın sözleriyle bu konuya açıklık getirmek gerekirse, bunların aslında parlamentoyu sadece kandırdıklarını söyleye biliriz. Sorular biraz sıkıntılı yönlere gittimi, birden ‚hiç birşey hatırlamıyorum‘ deniliyor.
Parlamentoyu, yani demokratik bir devletin merkezi bir kuruluşunu, gülünç bir şekilde kendilerine Anayasayı koruma birimi adı altında‚ bu şekil hiçe saymaları kepaze bir durum. Dahada kepaze durum ise, bu parlamentonun vekilleri, yani CDU ve yeşiller bu hiçe sayma durumunda, sadece yabancı gibi, durumu izlemeleri.
Bugün ki yürüyüşte konusu Nazi terör ve ırkıcılığın kurbanları. Ve kurumsal ve toplumsal ırkıcılığın NSU davalarında merkezi bir konum alması. Bu meselenin önemi aynı zamanda, bu konuların Hessen NSU araştırma komisyonundada hiç bir şekil konu edilmemesinden geliyor. Halil Yozgatın yakınları çağırılmadı. Bundan dolayı komisyon perspektif ve tecrübelerini önemsizliğini açıklıyor ve bu yakınların sorularının cinayeti aydınlatacığını belirtiyor. Aynı zamanda, sağcı görüşlü insanlar tanık olarak çağırılıyor ki, sağcı kesimler içerisindeki şiddeti ve sağcı terörü tehlikesiz göstermeye çalışsınlar diye. Çoğunluğu ‚beyaz‘ olan vekiller, nazilerin bu olayı küçümseyip, tehlikesiz göstermeye calışmalarını, kaldıramadılar bile.
Biz yaptığımız çalışmalar ile, bu yapılanlara karşı durmak istiyoruz ve bu partilerin kendilerini bu şekil sucsuz tanıtmalarına karşı çıkıyoruz. Ama bunu yalnız yapamayız. Yapılan komisyon toplantılarına ne kadar çok kişi gelirse, vekillere onları ne denli gözetlediğimizi gösteririz ve yaptıklarını ard göz etmediğimizi gösteririz. Kurumsal ve toplumsal ırkçılığa ne kadar ses çıkartırsak, bu konuların Parlamento ve insanlar içerisinde konu edilmesini sağlarız. Bu tür yürüyüşler, ırkçılığın olmadığı bir toplum için zemin oluşturur.