Hessen eyalet meclisinin NSU-Araştırma Komisyonun 37. açık oturumuna dair rapor (26.04.2017)

0

26 Nisan 2017’de Hessen NSU-Araştırma Komisyonun 37. açık oturumu gerçekleşti. Sanık olarak eski Hessen polis başkanı Norbert N. çağrıldı.

N. başta doğrudan hiç bir şeyi iyi hatırlamadığını söyledi. Polis başkanlığından sonra 40 senelik iş hayatına dair bütün belgeleri yok ettiğini ve polislikte geçirdiği tüm zamanı unutmak için çabaladığını ifade etti. NSU’nun kendisini 2011 yılında ifşa etmesinden sonra bile, İçişler Bakanlığı tarafından o zamanki olaylara dair hiç sorgulanmadığını ekledi.

Halit Yozgat cinayeti, onun için ancak 2006 yılında, Ceska cinayet serisinin bir öğesi olup Anayasa Koruma Dairesi çalışanı Andreas Temme’nin şüpheli durumu açığa büründüğünde önem taşımaya başladı. Genelde olduğu gibi bu konuda da N. hiç bir somut konuşma hatırlamadı. N., Temme’ye karşı suçlamaların açığa bürünmesiyle beraber bu konuya dair bilgilendirilenlerin olabildiğince az olması gerektiğini emretmişti. Aynı zamanda, İçişleri Bakanlığına bilgilerin sadece sözsel iletilmesi gerektiğini eklemişti. N. bu tutumunu şöyle gerekçelendirdi: yazılı bilgiler basına yansıtılıp araştırmaları tehlikeye sokabilir.

Ancak, hem parlamentonun Temme’ye karşı olan suçlamalara dair bilgilendirilmemesi ve hem de Temme’nin yönettiği muhbirlerin sorguya çekilmemesi kararlarında hiç bir payı olmadığını vurguladı. Bunlar bakanın kararlarıymış ve o bu kararları etkileyemeyip kabul etmesi gerekiyormuş. Bu bağlamda, hiç bir zaman dönemin İçişler Bakanı Volker Bouffier ile bu konularda konuşup onun yorumunu sorgulamadığını, en azından buna dair bir şey hatırlamadığını vurguladı. Belgelerdeki bir notta, N.’nin, Temme konusunda bütün gerekli bilgileri içeren bir listenin İçişler Bakanına zaten her şeyi biliyor gerekçesiyle iletilmesi gerekmediğini düşündüğü ortaya çıkıyor. N. ise, bu olayı ve neden Bouffier’in her şeye dair zaten bilgilendiğine inandığını hatırlayamadı.

2006 yılındaki İçişleri Bakanları konferasında, N. ayrıca farklı eyaletler tarafından yürütülen ayrı araştırmaların birleştirilip Federal Kriminal Polis Ofisi (BKA) tarafından üstlenmesi tartışmasına katıldı. N., bunu zorunlu görmediğini ve tam tersine araştırmaların merkezileşme sürecinde oluşabilen bilgi kaybı ve ertelemelerden endişe ettiğini söyledi. Hessen İçişler Bakanlığı sonradan da, bir nevi bir uzlaşma olan BKA çatısı altında oluşturulabilecek merkezi bir konum tespiti ve bilgi paylaşım mekanizmasının oluşumuna da karşı çıktı.

N., polis ile Anayasa Koruma Dairesi arasındaki ilişkilere dair, özellikle dönemin Anayasa Koruma Dairesi başkanı Lutz İrrgang’la işbirliğinin zor olduğunu ima etti. Her hangi bir zaman diliminde polis ile Anayasa Koruma Dairesi arasındaki sıkıntıları İçişleri Bakanıyla konuşup konuşmadığına

Share.

About Author

Comments are closed.