Beşinci oturumun ilk konuğu olarak Bielefeld’ den uzman hukukçu Christoph Gusy davet edildi, soruşturma makamı ve güvenlik kurumlarının anayasal bakış açısı üzerindeki işleyişi hakkında açıklama yaptı. Kısa sunumunda ve sonradan sorulan sorular ile toplamda üç konu alanları üzerinde tartışıldı: Polis ve gizli servis arasındaki temel hukuk ilişkisi, karşılıklı bilgi iletim sistemi ve „kaynak koruma“ ile adlandırılan öncelikli olmasının soruları. Her üç alanlarda kayda değer hukuki eksikler gördü Gusy.
Savcılık makamın Anayasa Koruma Dairesinden ayrılmasının nedeni bir resmi dairenin casusluk için geniş yetkilere sahip olması, zorlama araçlarına sahip olmamaları gerektiğini, başta gizli servisini ilgilendiren birçok yasal faaliyetlerin olmasıdır. Aynı zamanda polis kendi geniş kapsamlı zorlama araçları ile casusluk yapmamalı sadece suçları takip etmelidir. „Her şeye burunlarını sokma“ ile işlenen suçların takibi arasında bir ayrım vardır. Tekrar böyle davalar için bir işbirliği teklifinde bulundukları vakit, Gusy ye göre kanunlar buna aykırı gelebilecek kadar yeterince düzenlenmemiştir.
Gusy, bir gelişme fırsatını net sorumluluklar sağlamak amacıyla yetkililerin kendi temel işlerine geri gönderilmesinde görüyor.
Ancak bağlantıdan tamamiyle kaçınmak mümkün değildir, fakat bununla başa çıkmak bir önlem taşımaktadır. Bunun için yeni bir bilgi-kültürün oluşmasını, onun içinde Anayasa Koruma’ da ayırma-düşücelerinin ve „benim bilgilerim, senin bilgilerin“ açık açık konuşma geleneğin terk edilmesini gerektirir. Bunu başarmak için daha açık yasal hükümlere ihtiyaç vardır, dış sınırların işbirliği için vede bireysel memurların yeniden düşünmelerini sağlamak için. Mevcut NSU soruşturmasını, Gusy Thüringen ın makamların eksik işbirliğinden dolayı „NSU-skandalın büyükannesi“ olarak tanımlıyor. Oradaki soruşturmada bir memuriyet öbürüne yetkiyi tahsis ediyor böylelikle de hiç bir soruşturma-baskısı oluşmamaktaydı.
Gusy, Hessen de Anayasa Koruma ile polis arasında karşılıklı bilgi alışverişin kararlaştırıldığını belirtmektedir. Fakat polis bu bilgileri iletmekte yükümlü, Anayasa Koruma ise sadece yetkilidir. Bununla beraber bir işbirliği acilen gerektiğinde bağlayıcı bir düzenleme mevcut olmamakta dır. Anayasa Korumanın her çalışanı için somut suçları bildirim zorunluluğu geçerlidir, fakat suç işlendikten sonra bildirim yükümü kaldırılmaktadır. Sonraki açıklamada bilgiler değerlendiriliyor ve hangi bilgilerin iletilmesine karar veriliyor. Suçları önlemek için bilgi yükümünü içeren §10 un Anayasa Koruma Kanunu, §15 ile rekabet etmekte. §15, veri aktarmasının eğer baskın bir emniyet merakı mevcut ise, atlanması gerektiğini içermektedir. Gusy ye göre aydınlanma talepin ve kamu refahın tehditi arasında tartılması daha doğrusu dengeyi bulması gerekmektedir. Bu tartılım ilkeleri ise şeffaf olmamaktadırlar, eleştiriyor Gusy. Ayrıca yasanın dengeyi bulacağı bir yer olmadığını açıklamaktadır.
Bilgilerin Anayasa Koruma aracılığıyla polise iletilmesi uzman görüşme konusunda ki ilkelerin sorusu ve Anayasa Korumasının çalışanlarına ve bilgileri onlara aktaranlara yönelik uyguladığı yardım vazife menzili hakkında ki sorusu ile yakından bağlantılı bir durumda dır. Bu durumu açıkça sınırlamak için gizli ajanların operasyonları kanunen düzenlenmiş olması gerekmektedir, çalışanların iç kuralları paralegal kanun ile yanı sıra geliştirildiği gibi, her zamanki olduğu gibi değil. Gusy, kaynakların koruması kanun kapsamın üstünde değil altında dır ve hukuken suç kovuşturmasının anayasalca üst düzeyde olduğunu açıklıyor. Gizli bir ajan tanınmış ise ifade onayın gerekliliği de ortadan kalkabilir ve ifade verememsi gerekçeside bu durumda geçerli değildir. Kanunen bir onayı istemek bile rizikoludur veya bir onayı reddetmek. Gusy ye göre, gizli ajanların sivil hizmet kanununda yer almamaktadır, ifade izni istemelerine rağmen gizli ajanlar memur değillerdir „bu durum daha da güzel olurdu“.
Ardından Benjamin Gärtner nın ifade onayları, gizli ajanların yasal statüsü, muhbirler ve danışmanlar, Gärtner nın en düşük rütbede bir ajan olarak ifade onayın gerekliliği bu duruma göre daha az geçerli mi diye sorulduğunda konu edildi.
Anayasa Korumada olan her üç bilgi verenler kategorisinden, polisin gizli araştırmacalarından zıttır ve devlet memurları değillerdir, açıklıyor Gusy. Böylece onlar yasal olarak normal vatandaş sayılır ve bakım görevleri sadece üstü kapalı sözleşme ilişkisine bağlıdır. Bu yetkililer tarafından mevcut yasal durumuna yönülük tayin edilmeli ve yetkililer tarafından göz ardı edilmemelidir. Bilgi verenlerin kategorilerindeki ve yazılı olan sözleşme ilişkisinin ayrımı makam içerisinde sorumluluk yarata bilir, fakat yasal önemi, iş ilişkisinin dışında ifade yükümüne nazaran yeterince aydınlatılmamıştır.
Genel olarak gizli ajanların yasal durumu hukuken „orta boylu bir bilmece“ ve hukukun sınırlarına çarptığı bilindiğini, özetliyor Gusy. Bu çevredeki hukuki gri alanların acilen aydınlatılmalıdır. Birçok kez Gusy, yasal soruya bağımsız, bakım görevinin nereye kadar bilgi verenlerine karşı yeterli olduğunu, onların koruması için başka olanakın, bilgilerin kesintisi dışında olması, mesela tanık-koruma-programları gibi, vurguluyor.
Öğleden sonra yönetici sivil polis memurun müdürü Andreas Röhrig emniyet müdürlüğü Frankfurt am Main da sorgulandı. Eski Frankfurt kriminal müfettişliği sermaye suçları için polislerin cinayet olaylarındaki iş rutinini ayrıntılı bir konuşmada anlattı. Konuşmasında küçük adımlar ile ard arda acil çağrı dan olay yerini güvence altına almaktan tanık ifadesine kadar açıkladı. İlerleyen araştırma alanında detaylıca kriminolojik önlemlerin imkanlarını ve sınırlarını tanımladı. Polisin ve devlet korumasının kişisel veri bankaları tanıkların veya sanıkların hedefli bilgileri hazır da tutmadıkları zaman, faile götüren yol mağdurun yolundan bulunurmuş. Bu durumda kişisel ortam da yoğun bir şekilde soruşturmalı dır. Burada yakınları ile duyarlılık ve bu da mesela emniyetin psikolojik hizmeti ile işbirliği ile farz edilmekte dir. Ancak, bazı milliyetlerin üyeleri ise aksine genellikle şüpheliler dir.
Honkas ın isteği üzerine Röhrig dinleme gözetimin kayıtların yetkisinden anlatıyor. Ne kadar ayrıntılı belgelene bileceği, delillerin kuvvetinden kaynaklanıyor. Bir delil kuvvetli mi değil mi ancak konuşmayı dinleyen kişi karar verebilir. Bütün TKÜ-önlemleri eksiksiz yüklenip ve merkezi kaydedilmekte dir, böylelikle onları yeniden dinlemek mümkün olacak dır.
Genellikle başka soruşturma alanlarında diğer makamlar ile ki işbirliği LKA üzerinde yürütülmektedir. Mesela Anayasa Koruma ile doğrudan bir işbirliği yaygın değildir. Röhrig bunu başarılı bir işbirlikliği olarak değerlendiriyor ve makamlar arası iletişimde geliştirme ihtiyacı duymuyor.
Gusy ve Röhring in açıklamaları sonralığında açık oturum sona eriyor.
Kurul çalışmasını pazartesi 20.04.2015 diğer uzman ifadeler ile sürdürülecektir. Oturum herkese açıktır.